İçeriğe geç

Hamsi balık değil mi ?

Hamsi Balık Değil mi? — Sofradan Kimliğe, Kültürden Bilime Bir Tartışma

“Hamsi balık değil mi?”

İlk duyduğumda gülümsemiştim. Ama sonra düşündüm; bu cümle sadece bir espri mi, yoksa hamsinin Karadeniz insanı için başka bir kimliğe sahip olduğunun göstergesi mi? Belki de bu soru, sadece biyolojik değil, kültürel bir merakın kapısını aralıyor. Gelin, farklı bakış açılarını aynı sofrada buluşturalım. Kimi bilimle konuşsun, kimi duyguyla…

Hamsi elbette biyolojik olarak bir balıktır — Engraulidae familyasından, küçük, gümüş renkli, yüksek proteinli bir deniz canlısı. Ama mesele “ne olduğu” değil, “ne ifade ettiği”dir. Bazıları için sadece bir canlı türü, bazıları için bir yaşam biçimi, kimileri içinse memleketin ruhudur.

Erkeklerin Objektif Dünyası: “Veriyle Konuşalım”

Bir grup insan hamsiyi tartışıyorsa, masadaki erkeklerin sesi genelde önce yükselir. Bilimsel tanımlar, tür sınıfları, protein oranları, omega-3 miktarları…

“Tabii ki balık, hem de çok faydalı bir tür,” der biri.

“Balık değilse nedir, kara hayvanı mı?” diye ekler diğeri, kahkahalar arasında.

Onlara göre mesele nettir:

Hamsi = Balık. Nokta.

Veri, istatistik ve biyoloji açısından tartışma kapalıdır.

Erkek bakış açısı genellikle objektif ve ölçülebilir gerçeklere dayanır. “Balığın gramında şu kadar protein, şu kadar yağ asidi var,” derken aslında bilimle kendini güvende hissettiğini anlatır.

Hamsi onlar için besin değeridir, geçim kaynağıdır, stratejik bir üründür.

Bir ekonomist hamsiye balık değil de “yerel kalkınmanın motoru” diyebilir; bir çevrebilimci içinse “ekosistem dengeleyicisi.”

Bu yönüyle bakıldığında, erkeklerin analitik tarafı konuyu tür tanımından çıkarıp sistem düşüncesine taşır.

Ama bu yaklaşımın bir sınırı vardır: Ruhunu eksik bırakır.

Kadınların Duygusal Perspektifi: “Hamsi Sadece Balık mı?”

Kadınlar için hamsi çoğu zaman biyolojik bir tür değil, bir anı, bir paylaşım, bir aidiyettir.

Bir Karadenizli kadının hafızasında hamsi, soba üstünde kızarmış haliyle çocukluk kokusudur; annenin elinden çıkan buğulamayla güven duygusudur.

“Balık değil, hayatın tadı,” der belki biri.

Çünkü kadınlar meseleye “hamsi nedir?” diye değil, “hamsi ne hissettirir?” diye yaklaşır.

Toplumsal etkiler açısından da kadın bakış açısı daha derin katmanlar taşır:

Balıkçının eşi, denize açılan adamın ardından dua eder; kışın hamsi bol olduğunda mahalle çocuklarına bedava dağıtır; sofraya konduğunda paylaşmayı, dayanışmayı temsil eder.

Hamsi, bir kadının gözünde topluluk bağıdır — ve bu bağ, sadece mideden değil, kalpten geçer.

Bilim mi, Duygu mu? Yoksa İkisi Birden mi?

Bu soruyu sormadan geçemeyiz:

Hamsi balık değil mi?

Evet, biyolojik olarak balık. Ama insan kültüründe, o kadar öte bir anlam taşır ki, sadece “balık” demek eksik kalır.

Erkeklerin veriye dayalı tanımı, doğrudur ama sınırlıdır. Kadınların duygusal yaklaşımı, geniştir ama ölçülemez.

İşte bu yüzden hamsi, hem “balık”tır hem “ötesi.” Çünkü kimliğini sadece doğa değil, insan verir.

Bir profesör için hamsi deniz biyoçeşitliliğidir; bir çocuk için babasının elinden yediği ilk yemektir.

Bir balıkçı için umut, bir sanatçı için esin, bir aşık için mevsimdir.

Yani “balık” kelimesi onun duygusal yükünü taşımaya yetmez.

Kültürel Katmanlar: Hamsinin Sosyal ve Sembolik Gücü

Karadeniz insanı hamsiyi “bizim balığımız” diye değil, “bizim kendimiz” diye anlatır.

Hamsiyle yapılan 40’tan fazla yemek vardır: hamsi pilavı, hamsi köftesi, hamsili ekmek…

Ama bu yemeklerin hepsi, bir kimlik savunusudur.

Bir kadın “hamsi balık değil, memleketin kokusu” dediğinde, aslında coğrafyaya sahip çıkıyordur.

Bir erkek “balık bolluğu var, bu sene kazanç iyi” dediğinde, geçimine, geleceğine sahip çıkıyordur.

İki farklı dil, tek sofra.

Toplumsal Yansıma: Hamsiyle Eşit Bir Sofra Mümkün mü?

Bugün bu tartışmayı büyütelim:

Hamsi balık mı, yoksa insanın kendine ayna tuttuğu bir simge mi?

Toplumsal cinsiyet, kültür ve aidiyet bu kadar iç içe geçmişken, bu soruya tek cevap yetmez.

Belki de asıl mesele, “Hamsi balık mı?” değil;

“Biz hamsiye nasıl bakıyoruz?”

Sonuç: Bilimle Başlayıp, Kalple Bitirmek

Evet, hamsi teknik olarak bir balık. Ama toplum için bundan çok daha fazlası.

Erkeklerin analitik yaklaşımı onu tür olarak tanımlar; kadınların duygusal yaklaşımı ise anlam olarak büyütür.

Ve belki de ikisi birleşince, hamsi kendi kimliğine kavuşur:

Bir balık, bir sembol, bir yaşam biçimi.

Şimdi sıra sende, sevgili okur:

Senin için hamsi ne?

Bir tür mü, bir anı mı, yoksa bir kimlik mi?

Yorumlarda konuşalım; çünkü bu sofrada herkesin sesi, tıpkı hamsi gibi, değerlidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
grand opera bet güncel girişprop money